13 Nisan 2012 Cuma

Düşünceler ve Bilgisayar mı yoksa Kitap mı ?

Herkese benden selam sevgili okuyucular 


 İlk önce konuşmaya başlamadan önce bir tarih söyleyeyim. Evet bu gün günlerden 13 Nisan 2012 ve hava yavaş yavaş kararmaya başlarkende ben bu satırları yazıyorum. Az öncede zaten tam film izlicektim ,baktım açılmadı bende buraya uğrayıp bi iki şey yazıyım dedim ehehehe. Geçende tarihe bakayım dedim bu ay 13. cumaya rastlamışız gençler herkes kendine sığınacak bi yer bulsun sığınaklara demeyi düşündüm ama onu da demeyeceğim. Hani olur ya böyle ona buna uğursuz diyen insanlar aslında bakmayın onlara onların kendi düşünceleri uğursuz. Neyse herkesin düşünceleri yaptığı her ne kadar kendine olsa da çevresine de etkisi olabiliyor. Bu da demek oluyor ki illa ki iyilik yapmak için birini tanıman gerekmiyor sonuçta herkes senin gibi düşünmese ve davranmasa bile ortak bi yönünüz var buda aynı duyguları hissediyor ve paylaşıyor olmamız. Kimi daha az kimi daha çok. 
  O yüzden karşındaki kişiyi anlayamıyorsan sırf anlamıyorsun diye onu aptal diye sınıflandırmanı gerektirmiyor. Çoğu kişi farkında olmasa da bunu yapıyor ve buda karşısındakini öylesine kırıyor ki doğal olaraktan o kişide insanlara karşı ister istemez bir kin beslemeye başlıyor. Hele de bunu bir çocuğa yaparsanız neler olacağını siz tahmin edin. İleride de sizin kötü insan , kalpsiz suçlu vs. vs. diye adlandırdığınız bir kişilik halini alıyor. Çünkü zamanında onun kalbini kırmışsınızdır. Farklı fikirleri ve düşleri olduğu için dışlanmıştır. En önemliside ona hayallerinin saçmalık olduğunu söylemişsinizdir. Şimdi siz o kendinizi kişi yerine koyun. ne hissedersiniz ?
 Örneğin sen bilirmisin inandığın bir şeyin elinden alınmasının ne kadar acı olduğunu ? O an seni dışladıkları zamanda o anın yarattığı yalnızlık duygusunu ?  Biliyorsunuz yada bilmiyorsunuz ama sırf siz başaramadınız diye başkalarının da başaramayacağını söylemeye hakkınız yok işte. Siz bu durumu kabullendiniz diye onun da kabullenmesini istemek biraz bencillik olmuyor mu sencede ? Sonrada kalk şimdi o çocuktan vatana millete hayırlı evlat olmasını ülkeyi kurtarmasını iste. Siz onu dışlarsanız farklı düşüncelerini elinden alırsanız onu yasaklarsanız o çocukta sizin istediğiniz şeyleri yasaklamaya kalkar ve zamanla size karşı kin biriktirir. Sonra da şikayet edersiniz ama ülkenin durumundan. E canım ciğerim bunun olmasını isteyen kimdi ? Hep robot gibi hareket edip düşünen insanlar mı kurtaracak sanıyorsun bu dünyayı işin gücün yokmu lan senin ? Sen bir balığı ağaca tırmanma yeteneğine göre mi yargılyorsun o kadar mı kafan çalışmıyor senin ? 


 İşin en acı tarafıda şudur tarih kendini tekrar eder bu bir gerçektir. Denge için iyilik ve kötülüğün bir olması , dengede durması gerekir. Ama günümüzde bu denge kötülük seviyesi yani öyle bir dereceye gelmiş ki öyle dayatmalar yapılmaktadır ki insan ufacık ta olsa bir farkına varsa her gün şükür namazı kılacak seviyeye gelir Sonum onlara benzemedi diye. Yani şunu demek istiyorum şu an kendini ve başkalarını önemse. sen yapamıyorsun diye başkalarını da engellemeye onun da düşlerini kırma gibi bir lüksün yok. Sende insansın o da insan düşünceleriniz veya yaptıklarınızın birbirine benzemesini kesinlikle ve kesinlikle bekleme çünkü olmayacak öyle bir şey duyguların ortak olabilir ama düşünce yapıları farklıdır. Düşünsene bi Allah aşkına aynı olsaydı neler olurdu ? ne kadar korkunç geliyor kulağa değil mi ? herkes aynı ve hiç fark yok. Ona güzel olan sana belki kötü olabilir ve gereksiz gözükebilir. Ama o onun için güzeldir ve gereklidir. Onun içinde senin yaptıkların kötü ve gereksizdir. Bu tabiatın kuralında var bir kere sen ne dersen de sürekli aksini düşünenler çıkacaktır ve bende o farklı düşünen insanların yandaşçısıyım sen ne dersen de umurumda bile değil Robot sürüsü olan bir millete hep aynı yapılan yalan yanlış kulaktan dolma dayatmalara karnım tok benim. 


  Günümüze baktığımız anda geleceğin bir robot sürüsünden oluştuğu yakındır eğer bu durum değişmezse. 
 Şimdi bir örnek olaraktan dersteyiz öğretmen üç beş arkadaş seçiyo tahtaya çıkartıp belli bir konuda bir anlatım yapmalarını istiyor. Hep aynı kısır döngü dönüp dolaşıp aynı yere getiriyorlar cümleyi ya yemin ediyorum hayran kaldım. özellikle kitap okuma ve bilgisayar alışkanlığı konu olduğunda hep aynı cümleleri duyarsınız '' bilgisayar bizim için zararlıdır derslerimizi çalışmamızı engeller zamanın nasıl geçtiğini anlamayız onu doğru şekilde kullanmalıyız sadece bilgi için kitaplar ise doğru bilgiyi taşır internette genellikle yalan yanlış bilgi... '' tamam abiler ablalar kardeşler dayılar amcalar mafyalar örgütler tarikatlar artık her neseniz burda kesiyoruz cümleyi. Hepimizin okul döneminde bu anlatım bir klasiktir. Buradaki anlatılmak istenen kitaplar doğrudur bilgisayar yanlış. Ulan şimdi bak ne güzel küfür etmeden yazdım şimdi burda neyse tamam sakinim
        
  Peki canım ciğerim o bilgisayardaki internetteki bilgileri yazan insanda kitaptaki bilgileri yazan uzaylımı lan niye arada fark oluyor ? Kitaptaki bilgiler niye doğru da bilgisayar yanlış söylüyor ? burada bir sakatlık var. 
 Bak sana açıklayayım şimdi ikisi arasında tek fark biri ekrandır diğeri ise sayfa. Her ikisinide insan yazmıştır. İlla Kitaptaki bilgiler doğru olacak diye bir şey yok aynı durum bilgisayarda da geçerli. Sonuçta bir konuda araştırılmış ve ortaya bir şey konmuş hangisinin doğru olup olmadığını sen seçesin diye. İkisindede aynı eleştiri vardır. Ama tabi sen n'apıyorsun biliyormusun söyleyeyim Google ' ye girip oradan araştırmak istediğin konuyu yazıp orada çıkan ilk sayfaya tıklıyosun oradaki konuyu okuyosun yada vikipediden sonra diyosun internette az bilgi var tam araştırılmamış yiaa vs. vs. diye bahane üretip kendini kandırıyorsun. Cancağızım bak orada arama sonuçlarının altında kaç bin tane sonuç var diyor hiç diğer sayfalara da gidip bi göz attınmı illa ben mi göstericem onuda Kitapta şöyle bir olay var adam oradan burdan araştırıyor araştırma aynı yerler mekan aynı ama yazış yeri farklı onları kitaba döküyor sende sonuna kadar okuyorsun ama bilgisayar olsa ilk sayfaya bakıp çıkıyorsun ordan da direkt oyunlara gidiyorsun sonrada diyorsun vay efendim zaman niye bu kadar çabuk bilgisayar zamanımızı çalıyor. Senin ağzına mavi banyo terliğiyle vururum. Hem üşenip ilk sayfada böyleyse diğerlerindede böyledir deyip çıkıyorsun hemde kendi canının istediği oyunu açtıktan sonra bilgisayar zamanımızı çalıyor deyip şikayet ediyorsun ama o zamanı ona çaldıran sensin aynştaynım benim. 
 O bilgisayar sana boş boş vakit öldür diye değil bilgi bulmanda kolaylık olsun diye verildi. Kitaplarda aynıdır. İlla ki kitap olduğu için bilgininde direkt olarak doğru olacak diye bir kaide yok. Sonuçta o da insanın kendi görüşüdür ve onun görüşüyle kendi görüşünü kıyasla diye yapılıyor bu. Ben bilgisayarı övmüyorum sadece biri doğrudur biri yanlıştır demenin yanlış olduğunu söylüyorum sonuçta ikisini de insanlar araştırıp yazıyor zaten. 


        Bide onun dışındada şöyle bir olay var ders kitaplarındada adam tarihi öyle bir anlatıyor ki sanarsın o şahıs o dönemi görmüş geçirmiş. İnsanda azıcık şüphe duygusu olur ama bizimkilerde oda yok. Lakin çok kitap okuyup araştırma yapıp farklı kaynaklardan yararlanan insan bilir bu işte bi terslik olduğunu çünkü farkındaysanız tarih hakkında binden fazla rivayet hikaye ve efsane vardır. o arkeolog bile olsan sonuçta tarih tarihtir yaşamamışsındır bilmiyorsundur hiç bir şeyden emin olamazsın. M.Ö. bilmem kaç bin yıl öncesi sonuçta o kadar bilgi nereden geliyor düşündün mü kalıntılardan yazılardan ordan burdan ele alınarak incelenerek kendi senaryolarını oluşturuyorlar. aksini söyleyen klavye delikanlısı çıkıp anlattırıcam sana evladım 
    
    Uzun lafın kısası hepsi aynı bokun lacivertleridir. Sadece hangisinin doğru olup olmadığını seçmek sana kalmıştır. 
  Cümleten hayırlı akşamlar kendinize iyi bakın bilgi sizinle olsun ehehehe ben kaçtım. 

7 Nisan 2012 Cumartesi

Günümüzde Teknoloji Kullanımı.

Selam sevgili okuyucular ,


 Saat gece yarısı ve ben şu an bu satırları yazıyorum oda sıkıntıdan tabi insan yapacak bir şey bulamayınca yazı yazmaya sarıyor. deminden beri hangi konuda yazı yazsam diye düşünüyorum ama bulamadım ordan burdan bi kaç bişey söyleyip bilgisayarı kapatıp ve uyumaya çalışırım gerçi o da nasıl uyumaksa bazen kafasını hemen yastığa koyduktan sonra uyuyanlara gerçekten imreniyorum mübarek takmıyolar bile kafaya ama arada bile olsa insan bi durur düşünür gerçekten farklı bi insan onlarda. neyse işte sonuç olarak her bir günde gene aynı geçiyor saatler günlere günler aylara aylarda yıllara dönüşüyor zaman öyle geçiyor ki geriye dönüp baktığımız anda eski günleri özlüyoruz bazen hayat gözlerimizin önünden kare kare geçerken yaşamın izlerinin insanlarda nasıl bir etki bıraktığını görüyoruz , iyisiyle kötüsüyle yaşıyoruz bu dünyada. yeri geliyor kırılıyoruz yeri geliyor gülüyoruz ama her gününde ayrı bir değeri var eğer bundan 1 ay öncesiyle şimdiki haline baktığın zaman kendinde her hangi bir değişiklik görmüyorsan , merak ediyorum he şu an bu sayfaya nasıl ulaştığını. En iyisinden ilgili olduğun bir konuda çeşitli araştırmalar yap e bunu da yapamıyosan ben sana daha ne diyeyim. 


 Bazende insan eski facebook gönderilerine bakınca içinden '' la ben eskiden böylemiydim şu paylaşımlara bak '' diyesi gelebiliyor tabi bu herkes için geçerli değil ama insanın ömründe bir kere de olsa bazen salak salak paylaşım yaptığı doğaldır ama benim en kızdığım ne biliyomusun facebookta Dini paylaşımlar olsun siyasi paylaşımlar olsun bunları faceye kendi imkanlarıyla yükleyip yok bunu beğeneni Allah korusun yok bunu beğenmeyen şunun gibi olsun yok sonracıma bunu beğenip paylaşmayan galatasaraylıdır fenerlidir vs. vs. bu şekilde mal mal sinir bozucu paylaşımlar yapan sayfa adminlerinin de tek tek azına sıçıyım. ulan sırf prim yapmak ,sayfa beğenisini arttırmak için insanların inançlarını kullanıyorsunuz ya boşuna yaşıyorsunuz. zaten o paylaşımları beğenende ayrı bir gerizakalı ulan salak admin onu senin inançlarını ve zaaflarını kullanarak o tür paylaşım yapıyo sende inanıp onu beğenip paylaşıyosun ya sende ayrı bi salaksın zaten. Bunu okuyan ve o tür paylaşım yapan adminler varya şu an bunu okuyosan seninde azına sıçıyım tek yaptığın sayfanın konusuyla ilgili bi bok bulamadığın , giderekten beğeni sayının düştüğünü farkettiğin ve bunun içinde böyle salak salak yöntemlere başvurduğun kafanı duvarlara sürtüp yerden yere vurasım geliyor o kadar itici oluyorsunuz ki zamanla insanlar sizden sıkılıp 'beğenmekten vazgeç' butonuna tıklıyorlar. İnsan kendi dinini beğeni almak için reklam yaparmı ya nasıl bir zihniyetiniz var sizin. Eğer paylaşım bulamıyorsan sil sayfayı gitsin  kendini rezil etmeye paylaşımları basitleştirmeye ne gerek var e be güzel kardeşim daha ne diyebilirim ki size. 


 Facebookta zaten öyle bir illet ki bir kere kaydoldunmu hayatını karartıyo bağımlısı falan oluyosun hesaplarını donduran yada kapatan insanlar bile bir süre sonra açmadan duramıyor. ama güzel yanları yokmu şimdi yalana gerek yok ehehehe tamam güzel ama yararından çok zararı var o kötü işte. Aslında en iyisi sistemin dışında olmak ve farklı olmak istiyorsan sosyal ağlarda takılmican teknolojiyi takip ediceksin elbet ama öyle hani yok efendim ben onsuz bunsuz yapamam o olmazsa bu olmaz da demiceksin. Birazda doğada teklonojinin uzak olduğu ama sevgi , barış dostluk gibi kavramlarının olduğu yerde yaşamayı öğren. teklonojinin bilgisayarın ve televizyonun olduğu bir yerde mimari yapısına sıçtığımın binalarında öğrenemezsin bunu. Ve şunu okuyanların çoğu bahse girerimki doğal yaşama dair bilgileri o kadar az ki cahil sayılabilirler bu konuda ne bir ağaç diktikleri görülmüştür nede tarlada çalışıp köydeki çalışmanın birlik ve beraberliğini tadıp güneşin kavurucu sıcaklığında el emeğiyle bugünkü şartlara nasıl gelindiğinin farkındalığını yaşayıp kendileriyle gurur duyan insanlar o kadar kritik bir sayıda ki resmen birer robot gibiyiz şu an.



 İnsanların artık birbirlerini kırmaktan çekinmediği bir dönemdeyiz. Öyle bir zihniyetlerimiz varki kimin ne düşündüğü kimsenin umurunda olmuyor tek düşündükleri şey ''acaba ben bu işten nasıl karlı çıkabilirim '' oluyor ve bu tip kişilerinde çok olduğu bir zaman dilimindeyiz. Türkiye de en çok facebook kullanıcısı olan 4. ülkeyiz. Dünyada tarihini doğru düzgün bilmeyen ülkelerin başta gelen ülkelerinden biriyiz. Kitap okuma alışkanlığı kritik seviyelerde olan bir ülkeyiz. Tembellikte ve bahanede sınır tanımayan bir ülkeyiz. Boş işlerle insanların birbirlerini oyalamasında önce gelen ülkelerden biriyiz. Yurtdışından aldığımız ürünler yurtdışına sattığımız ürünlerden daha fazla olan bir ülkeyiz. Tarihi incelediğimizde atalarımızın bizim için nasıl fedakarlıklar yaptığını görüpte bunu hak edip etmeyecek ne yaptığımızı bile düşünmekten aciz olan bir ülkeyiz. Gerçekten soruyorum onların yaptığının kaçta kaçını yaptınız ? kendinizi geliştirmek ve etrafınıza yararlı olmak için ne yaptınız ? Şimdi ordan bi amele çıkıpta dicek ki '' onların yaşadıkları ile bizim yaşadıklarımız bir mi en fazla ne yapabiliriz yeaa '' falan dicek ve ben bunun ağzına yüzüne paspas sopasını kırıp vurucam. İnsan azıcık düşünür lan en olmadı çevrene örnek olmaya çalış buda bir faaliyettir. Elinden gelenin en iyisini yapmaya çalış kestirip atmak nedir ya sonra da dersiniz ama niye bu ülke böyle. kendinizi oyalamaktan vazgeçin artık. Teknolojiyi tembelleşmek için değil bilgi edinmek için kullanın. 


Neyse şimdilik benden bu kadar bir sonraki yazıda görüşmek üzere kendinize iyi bakın o gözler falan kan çanağına dönmüş biraz az bak bilgisayara ehehehe.